Biyografi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Biyografi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2008 Salı

Cristiano Ronaldo'nun Biyografisi - Cristiano Ronaldo Kimdir? Hayatı..

Cristiano Ronaldo, tam adı Cristiano Ronaldo dos Santos Aveiro olup 5 Şubat1985 yılında Portekiz'in Madeira adasında doğmuştur. Şu anda İngiltere'nin ve dünyanın en ünlü futbol kulüplerinden biri olan Manchester United'da oynamaktadır.

Fiziki özellik bakımından 1.84 cm boy ve 75 kg ağırlığına sahiptir. Ronald Reagan hayranı olan babası bu yüzden ona Ronaldo ismini vermiştir. Manchester United'a 12.24 Milyon Pound karşılığında transfer olmuştur. Bu takımla ilk maçını 2003'te Bolton Wanderers a karşı oynamıştır. Manchester United takımının 7 numaralı formasını giymektedir ve ayrıca Manchester United'a gelen ilk portekizli oyuncu olarak tarihe geçmiştir. Manchester United forması ile ilk sezonunda Sir Matt Busby Yılın Futbolcusu ödülünü almıştır. 2002/2003 sezonunda 25 maçta forma giymiş ve 3 gol atmıştır. 2003/2004 sezonunda 39 maçta forma şansı bulmuş ve 8 gol atmıştır, ayrıca FA Cup finalinde Milwall ile oynanan maçta forma giymiştir.Daha önce Portekiz'in Sporting Lizbon takımında oynamıştır.Onu diğerlerinden farklı kılan özelliği çok hızlı olması, inanılmaz bilek hareketleri ve çalım yeteneğine sahip olmasıdır. Euro 2004 de yıldızı parlayan oyuncu Portekiz milli takımının vazgeçilmez ilk 11'i arasında bulunmaktadır. Günümüzde birçok şirket reklamlarını Cristiano Ronaldo ile çekmeyi istemektedir ve bu yüzden onunla iş yapmak isteyen tonlarca parayı gözden çıkarmak zorundadır. Jessica Miller ile birlikte Pepe Jeans reklamında oynamıştır. Ayrıca Japon otomobil ve motosiklet üreticisi Suzuki şirketinin Suzuki Swift araba reklamında oynamıştır. Bunlar dışında özellikle de Nike şirketinin yarattığı Joga Bonito akımının süperstarları arasında bulunmaktadır.

Cristiano Ronaldo nun Sporting Lisbon'dan Man. Utd. takımına transferi çok ilginçtir. İki takımın hazırlık karşılaşmasında Sporting Lisbon forması giyen yıldız Manchester United'a karşı adeta tek başına oynayarak takımının kazanmasını sağlamıştır.Böylece Cristiano Ronaldo yu çok beğenen Manchester United takımı yıldız futbolcuyu transfer etmiştir.


17 Kasım 2007 Cumartesi

50 Cent Biyografi

İdeal Doğu Yakası hardcore rap’çilerinden 50 Cent, pop dünyasının genelinde ve özellikle rap müziğinde 2003 yılının başından beri en çok tartışılan isimlerden birisi olmadan önce, kısa ama bir o kadar dramatik hayatı boyunca pek çok ciddi engelle karşılaştı. 90’ların sonundaki başarısız bir genel rap denemesinden sonra (ki 2000 yılında hayatında karşı girişilen bir saldırıyla sonuçlandı) Ja Rule ile 2000’lerin başındaki başarılı New York mixtape macerası onu bekledi. Bunun ardından 2002 yılında Eminem onunla bol sıfırlı bir anlaşma yaptı ve böylece 50 Cent’in 2003 yılındaki büyük başarısının dümenini tutan kişi oldu. Queens’deki Jamaica mahallesindeki yoksul bir evden çıkan 50 Cent, pek çok rap’çinin sadece sözlerini yazdığı macera ve suç dolu hayatı bizzat yaşadı : uyuşturucu, suç, hapis, bıçaklama ve hepsinden de önemlisi, silahlı çatışmalar. Tüm bunlar, daha ilk albümünü dahi çıkarmadan 50 Cent’in hayatının bir parçası oldu. Doğal olarka bu tür deneyimler 50’nin asıl malzemeleri oldu. Macera dolu geçmişini açığa çıkardı, sokak çetesine özenenlere seslendi ve bizzar haber başlığı oldu. İdeal Doğu Yakası rap’çisi görüntüsüne bile sahip oldu : geniş omuzlar, sağlam bir vücut, bol kaslı kollar ve karın, dövmeler, onun tescilli markası sayılan kurşungeçirmez yelek, tabanca ve boynundaki kocaman haç. Ama hepsinden de önemlisi, 50 Cent ideal prototip rap’çi kalıbına birebir uyuyordu. Bunun sonucu olarak müziği pek çok altın değerindeki müzik piyasasına ulaştı. Hem onun sert ve çetin ceviz duruşunu sevenlere hem de komik ve açık saçık sözlerini sevenlere ulaştı. Bununla beraber 50 Cent vefalıydı, eski takım arkadaşlarını unutmadı. G-Unit ekibinin başarılı bir franchise olarka büyümesine, grup üyesi arkadaşlarının platinium ödüllü alacak albümler çıkarmasına, marka adı için bol sıfırlı anlaşmaların imzalanmasına ve franchise’in uluslararası alanda satış ve konserlerine önayak oldu.
Curtis Jackson olarak Jamaica, Queens, New York’da doğan ve büyüyen 50 Cent fakir bir evin çocuğuydu. Yine kendisi gibi yasadışı işler yapan annesi o daha sekiz yaşındayken hayata gözlerini yumdu ve kısa süre sonra babası tarafından da terk edildi, onu anneannesi büyüttü. Delikanlılık zamanlarında, armut dibine düşer misali, annesinin yolundan gitti ve yasadışı işlere bulaştı. Crack gibi uyuşturucuların ticareti 50’ye güzel para kazandırdı ta ki kanunla tanışıncaya kadar. Hapishanede “misafirlik” devri başlamıştı onun için. İşte bu noktada, 90’ların ortasında rap müziğine yöneldi ve suçtan uzaklaştı. 1996 yılında, kendisine üzerine rap okuması için boş ritimler bulunan bir kaset veren Run DMC’den Jam Master Jay’le tanıştığında hayatı değişti. Duyduklarından etkilenen Jay, gelecek vad eden rapçiyi kendi JMS plak şirketine bir anlaşmayla bağladı. Bu anlaşmadan pek birşey çıkmadı ve 50 kendisini New York’da ticari başarı kazanmış olan ve Nas ile Jay-Z gibi sanatçılarla birlikte çalışarak adını duyuran prodüksiyon ikilisi (Poke ve Tone’den oluşan) Trackmasters’e kattı. Trackmasters rapçiyi kendilerinin de bağlı olduğu Columbia alt-şirketine anlaşmayla bağladı ve ilk çıkış albümü Power Of The Dollar üzerinde çalışmaya başladılar. Albümün çıkışından üç single çıktı : "Your Life's on the Line," "Thug Love" (feat. Destiny's Child), ve "How to Rob."
Sonuncusu kayda değer bir hit oldu, özellikle 50’nin isim yapmış ünlü rapçileri nasıl soyup soğana çevireceğini anlatan sert ve hırçın sözleri çok dikkat çekti. Vurdu kırdıya bu kadar istekli olması dikkatleri onun üzerine çekti ve bu onun peşinden geldi. Ölümle ilk başarılı dirsek teması, How To Rob’un piyasaya çıkmasından kısa süre sonra geldi : Manhattan’da Batı 54.Caddede Hit Factory Stüdyolarında bıçaklandı. Bu olay, kısa süre içinde onun en çok konuşulan hikayesi haline geldi. 24 Mayıs 2000 tarihinde, Columbia plak şirketinin Power Of The Dollar’ı piyasaya sürmesine kısa bir süre kala bir başka saldırgan Jamaica, Queens, New York’da 50’nin hayatını tekrar almaya kalktı (ki iki buçuk yıl sonra Run DMC’den onun elini ilk tutan prodüktör Jam Master Jay vurularak öldürüldüğü yere çok yakın bir yerde), saldırgan 50 Cent’i 9 mm’lik bir tabancayla 9 yerinden vurdu, ünlü rapçi bu sırada bir arabanın yolcu koltuğunda savunmasız bir şekilde oturuyordu. Mermilerin biri yanağını delip geçti, diğeri elini, kalan yedi tanesi de bacak ve kalçalarını. 50 Cent zorlukla hayatta kalmıştı. Bu olayın üzerine Columbia rapçiyle hiçbir işe girmek istemedi, Power Of The Dollar’ı rafa kaldırdı ve 50 Cent’le yollarını ayırdı.
Takip eden iki sene boyunca 50, başladığı nokta olan yeraltı rap’ine geri döndü. Ortak bir çalışma ekibi olan G-Unit’i (Lloyd Banks ve Tony Yayo ile birlikte) kurdu, kendisiyle birlikte aynı zamanda JMJ ile anlaşma imzalamış olan prodüktör Sha Money XL ile yakın çalışma içinde bulundu, ileride 2002’de piyasaya çıkacak olan toplama albümü Guess Who’s Back’de yer alacak mixtape’lerini hazırlamaya başladı. Çoğu No Mercy, No Fear ve Automatic Gunfire CD’lerinde yer alan ve DJ Whoo Kid tarafından sunulan bu miks kayıtlar, 50 Cent’e New York caddelerinde saygın bir şöhret kazandırdı. Bazılarında, 50 Cent ve G-Unit arkadaşları popüler ritimler üzerine rap okudu, diğerlerinde popüler rapçilerle dalga geçti (örnek olarak, sonraları hızla ezeli rakibi olacak olan Ja Rule), kalanlarında da vurulma olayı hakkında yorumlar içerdi. 2000-2002 arasındaki bu sürekli mixtape çalışmalarının etkileri, rap sanayisinin dikkatini çekmesi, sokaklarda saygınlığının artması ve özellikle de, Eminem’in bir radyo programında 50 Cent’i beğendiğini ve takdir ettiğini açıklamasıyla doruğa çıktı. Adeta bir teklif yarışı başlamıştı : Eminem, 50 Cent’le anlaşma imzalayabilmeyi uman diğer plak şirketlerinin hepsini, 50’ye sunduğu milyon dolarlar bazındaki teklifiyle bertaraf etti. Böylece rapçimiz flaş ışıklarının zirvesine doğru yavaş yavaş yükselme yoluna girdi.
Bu teklifler savaşında Eminem 50 Cent’i adeta kazanmıştı, kendisiyle eski plak şirketi ve sonradan Dr.Dre’ninki olacak olan Shady/Aftermath ile anlaşma imzaladı. Takip eden aylar boyunca 50 Cent, yakında çıkacak olan albümü Get Rich Or Die Tryin’in prodüktörlüğünü üstlenen Eminem ve Dr.Dre ile yakın bir çalışma mesaisine girmişti. Prodüktörlerin her biri bu çok beklenen albüme parçalar da vermişti. Hatta bu albüm daha çıkmadan önce Eminem’in filmi 8 Mile’ın soundtrack albümünde bile ona yer vermişti. Daha önceleri yer altında piyasaya sürülmüş olan Wanksta, 2002 sonunda kaçak bir hit oldu. Bu olay, 50 Cent’in Get Rich albümünden çıkacak olan ve Dr.Dre prodüksiyonu olan öncü single’ı In da Club’ın da zeminini hazırladı. Bu iki single kıtalar arası bir hit oldu, ilki Billboard Hot 100 listesinde 13 numaraya tırmanırken ikincisi, In Da Club, bir numaraya yerleşti. Korsan ve yasadışı sürümlerle mücadele edebilmek için Interscope plak şirketi (Shady/Aftermath’nin ana şirketi) Get Rich’in piyasaya çıkış tarihini önce bile çekti.
Tüm bunlarla beraber, 50 her yerde haber başlığı oluyordu. Öyle ki, 2002 Ekim ayında Jam Master Jay’in vurularak öldürülmesi olayında bile taraf olduğu iddia edildi ve FBI tarafından soruşturmaya tabi oldu. Ayrıca, 2002 yılbaşı gecesi silah taşımaktan dolayı hapse bile girdi. Medya, 50 Cent’in hayat hikayesini çok sevdi, özellikle ölümle dirsek temaslarını. Üstelik de sadece MTV gibi beklenen medya gurpları değildi bunları yayımlayan, New York Times, bile 50 Cent’in hayat hikayesini yayımladı. Get Rich Or Die Tryin’in nihayet piyasaya çıkmasıyla, 6 Şubat 2003’de müzik sanayisinde en çok tartışılan isim ünvanını kazandı. Tabii ki medyada aynı anda her yerde görülmesi bunun sonucu idi. Kaçak veya değil, ilk satış rakamları, rekorlar kıran beş günde 872.000 adedini geçti ve SoundScan’in albüm satış takip sistemini başlattığı Mayıs 1991 tarihindne beri en iyi çıkış albümü ünvanını kazandı.
G-Unit çıkış albümü, Beg for Mercy, 2003 sonunda raflarda yerini buldu ve kısa sürede platinum ödülü aldı (her bir milyonuncu satış rakamına verilen ödül). Aynı zaman diliminde DJ Wookid ile birlikte yeni bir mixtape serisi de piyasaya çıktı. Adı G-Unit Radio verilen bu seri, ekibin yeni eserlerini ve ileride ilk kendi çıkış albümlerinde 50 Cent’in yapımcı-prodüktörlüğünü de üstleneceği Lloyd Banks ve Young Bucks eserlerini de içeriyordu. Rapçi The Game de 2004 yılında G-Unit ekibinin üyesi oldu, 2005 başında ilk solo albümü çıktığında 50 Cent’le külahları değiştiler ve işler karıştı. 28 Şubat 2005 tarihinde 50 Cent’le ortak çalışmaları How We Do listelerde tırmanırken, 50 New York’un Hot 97 FM radyo kanalında Game’in G-Unit ekibinden ayrıldığını açıkladı. Bu açıklamanın hemen ardından, 50’nin çevresindeki insanlarla ve Game’in çevresindeki insanlar radyo binası dışında silahlı çatışmaya girdiler ve Game’in taraftarlarından birisi bacağından vuruldu. Tüm bunlar sürerken, bir sonraki 50 Cent albümünün sızdırılan kaçak kopyaları internette gezmekteydi, bu da Interscope’u albümün çıkış tarihini 5 gün önce almaya zorladı. The Massacre albümü 3 Mart 2005 tarihinde resmi olarak piyasaya çıkmıştı fakat sokaklarda 1 Mart tarihinde piyasaya verildiği duyuluyordu. Ertesi gün, sokak marketlerinden en büyük zincirlere kadar herkes müthiş bir hışımla albümü satmaya başladı. Doğal olarak The Massacre müthiş satan bir albüm oldu, bir süre albüm satışlarının zirvesinden inmedi, pek çok hiti çıkardı ve 50 Cent trenini önde götürmeye devam etti.

Michael Jackson Biyografi

Michael Jackson müziğinin ötesinde dünya eğlence sektörünün ve onu besleyen batılı kitle kültürünün ortaya sürdüğü bir metadır.
Kariyeri : Babası Joseph, Michael Jackson’ın müzik ve dansa olan ilgisini fark edince, vaktini ve gücünü onun eğitimine ve gelişimine harcadı. Yoğun çalışmalar sonucunda 8 kardeş olan Jackson ailesinden Michael, Marlon, Tito, Jermaine, Jackie “Jackson 5” grubunu oluşturdular. 1964’de Jackson 5 profesyonel anlamda çalışmaya başladı. Bir yıl içinde Jackson kardeşler şarkılarını ve danslarını Harlem, New York’a taşıdılar. Harlem’in ünlü Apollo tiyatrosunda sahne alan Jackson 5 salonu doldurdu ve amatör şov yarışmasında birincilik ödülünü aldı. 1969 yılına kadar Jackson 5 konserlere ve gece şovlarına devam etti. Dönemin en başarılı r&b plak şirketi olan Motown’un kurucusu Berry Gordy’nin Jackson 5 grubunu dinlemesi ile grubun önü açıldı.Beatles’dan sonraki en hızlı çıkışı yakalayan Jackson 5 arka arkaya yaptıkları başarılı albümler ile kitlelerin ilgisini kazandı. Listelerde 1 numaraya çıkan hitler I Want You Back, ABC, The Love You Save ve I’ll Be There hala çalınan ve tanınan klasikler haline geldiler.
Artık tek başınaMotown kısa zaman içerisinde Michael Jackson’un solo yeteneklerini keşfetti. 1971-76 yılları arasında Got To Be There, Rockin’ Robin, I Wanna Be There, Ben single’ları yapıldı. Ardından Music&Me, Forever Michael ve The Best Of Michael Jackson solo albümleri piyasaya çıktı. Bu albümler ile Michael Jackson’un kariyerinin ne denli güçleneceği belli oldu.
Michael solo çalışmaları ile beraber Jackson 5 ile beraber çalışmaya devam etti. Grubun ilk üç albümleri Diana Ross Presents Jackson 5, ABC, Third Album piyasaya çıktı. Üçü de satış listelerinde ilk beşe kadar yükseldi. Albüm için çalışmadıkları dönemlerde kapalı gişe dünya turnelerine çıktılar. Alt grup olarak o sıralar tanınmayan Commodores isimli bir grup ile Lionel Richie eşlik ediyordu. Motown için 11 albüm yapan Jackson 5, 1976’da ilerleyen yıllarda Sony Müzik olacak olan CBS şirketi ile anlaştılar. Aynı yıl içine Motown, Jackson 5 Anthology karışık albümünü piyasaya çıkarttı. Jackson 5, Motown’dan ayrılana kadar 100 milyon albüm sattı.
The Jacksons Grup, ismini The Jacksons olarak değistirdi. Solo kariyerine başlamak için Jermain Jackson Motown’da kaldı ve yerine küçük kardeş Randy geçti. The Jacksons, daha önce olduğu gibi hit üretmeye devam etti. İlk albümleri The Jacksons’da yer alan Enjoy Yourself şarkısı single olarak bir milyondan fazla sattı. CBS televizyon kanalında yaptıkları bir gösteri ile kız kardeşleri Rebbie, La Toya, Janet ekranlarla tanıştılar. Bu dönemde Michael Jackson kendini geliştirme imkanı buldu. Kariyerlerinde ilk kez kendi başına albüm yapma şansı yakaladı. Destiny albümü ile Michael Jackson hit bestecisi olarak da ün salmaya başladı. Albüm, iki milyondan fazla satıldı.
Off The Wall1979’da Michael Jackson yetişkin bir sanatçı olarak ilk solo albümünü çıkarttı. Bu albüm ile pop müzik ve şov dünyasının öne çıkan bir tipi haline gelen Michael Jackson ilk Grammy ödülünü kazandı. Albümde yer alan single’lar Don’t Stop ‘till You Get Enough, She’s Out Of My Life ve Off The Wall, bütün listelerde 1 numaraya kadar yükseldiler ve milyonu aşan rakamlarda satıldılar. Off The Wall albümü Amerika Birleşik Devletlerinde 5; dünya genelinde 8 milyon dan fazla sattı. Solo kariyeri ile beraber The Jacksons ile çalışmaya devam eden Michael Jackson besteci ve yazar olarak gücünü platin albüm olan Triumph ile ıspatladı. Bu albümün dev turnesinde The Jacksons 34 şehirde konserler verdiler ve 5,5 milyon dolarlık bir turne cirosu elde etti. Atlanta Çocuk Vakfı için 100,000 dolar getiren bir konser verdiler. 1982’de Michael Jackson, Diana Ross için The Muscles şarkısını yazdı. E.T. (Extra-Terrestrial) albümü ile en iyi çocuk albümü olarak bir Grammy daha kazandı.
Thriller1982’de yayınlanan Thriller albümünün ilk single şarkısı The Girls Is Mine (Paul McCartney ile düet), milyonu aşan satışları ile albümün yolunu açtı. Thriller, noel başında müzik mağazalarına girdi. Aynı günlerde radyo ve televizyonlara çıkan ikinci single Billy Jean ile albüm satışları birkaç hafta içinde bir milyonu aştı. Üçüncü single Beat It ile Michael Jackson ismi pop dünyasının dışına da taşındı. Rock müziğin efsane gitaristi Eddie Van Halen’in da çaldığı Beat It kısa zamanda rock radyolarında da boy gösterdi. The Jacksons, Motown’un 25 yıldönümü için hazırlanan özel televizyon şovu için tekrar bir araya geldi. Bu televizyon programında Michael Jackson tek başına Billy Jean şarkısını ve tarihe geçen Moonwalk dansını yaptı. Sadece Amerika içinde 50 milyon seyirciyi ekran başına toplayan şov, dünyada da milyonlarca televizyonda yayınlandı. 1983’de Thriller’ın satışları 10 milyonu geçti ve tarihte en çok satan albüm olarak rekorlar kitabına geçti. Bir başka rekor, Thriller klibi ile kırıldı. 14 dakikalık bu klip 900,000 adet satılarak en yakın takipçisini geride bıraktı. Albüm bir çok ödüle hak kazandı; 8 Grammy, 7 Amerikan Müzik Ödülü, 4 Siyah Altın Ödülü, 4 Amerikan Video Ödülü, 3 MTV Ödülü ve People’s Choice Award.
We Are The World1984’de Michael Jackson ve kardeşleri Victory albümünü çıkarttılar. Thriller’ın sürmekte olan etkisi ile “Victory” çift platin oldu ve Jacksons’ın en çok satan albümü haline geldi. Uluslararası basının büyük ilgisi sayesinde Jacksons’ın Victory turnesi büyük ilgi gördü. Michael Jackson, bütün turne gelirinin bağışlanacağını ilan etti. Bunun üzerine Hollywood Ticaret Odası, yıldızlar geçidine Michael Jackson’un özel yıldızını ekledi. Kariyerinin bir başka başyapıtı olan We Are The World’u 1985’de Lionel Richie ile beraber besteledi. 40’dan fazla sanatçının katıldığı We Are The World, en çok satan single olma özelliğini hala koruyor. Single satışlarından elde edilen gelirin bir kısmı, Afrika’da hüküm süren açlık ile mücadele için harcandı. Michael ve Lionel, bu performanslarıyla Yılın Şarkısı Grammy Ödülü’nü kazandılar.
Bad1987’de I Just Can’t Stop Loving You ile Michael Jackson tekrar dünya müziğinin gündemini belirledi. 31 Ağustos’da müzik mağazalarına giren albüm, müzik piyasasının gördüğü en büyük sipariş olarak tarihe geçti. Bir başka ilk: Albümde yer alan Man In The Mirror, The Way You Make Me Feel, Bad, I Just Cant Stop Loving You single’larının hepsi, listelerde 1 numarada kalmayı başardı. Michael, 127 konserlik dünya turnesine çıktı. Turne, 1989’un Ocak ayında 125 milyon dolarlık ciro ile Bad için üçüncü bir dünya rekoru kırmış oldu. Daha önce Thriller ile elinde tuttuğu En Çok Satan Klip rekorunu 94 dakikalık Moonwalker ile kıran Michael (1 milyon satış), 1989’da çıkan Michal Jackson…The Legend Continues ile (500,000 satış) eski rekorunu bir kere daha geçti. Bad ile Michael Jackson sayısız ödül ve ünvan kazandı. Dehasının bütün bu ödüllerden daha belirgin kanıtı, dünya çapında elde ettiği satış rakamlarıdır. Toplam 110 milyon albümü satılan Michael Jackson, Jackson 5, The Jacksons ve arada çıkarttığı solo albümleri de eklendiğinde, 210 milyonluk satış rakamlarına ulaşıyor.
Dangerous1991’de MTV Video Vanguard ödülünün adı, sanatçının onuruna Michael Jackson Video Vanguard olarak değiştirildi. Bir ay sonra Black Or White yayınlandı ve 7 hafta boyunca 1 numarada kaldı. Albümünde yer alan single yine bütün listelerde en üst sıralara kadar yükseldi. In The Closet 6 numaraya, Jam 3 numaraya yükseldi. Albüm dünya genelinde 17 milyon adet sattı. Dangerous dünya turnesinde Michael Jackson, her gittiği ülkede bir numaralı gündem oldu. Sadece Japonya’da, 500,000 seyirci Michael Jackson’u izledi. 1993 yılında bütün dünya basını Michael Jackson’ın müziğini ve kliplerini yayınlıyordu. 27. Superbowl maçının devre arasında sahne alan Michael Jackson, 100 milyon Amerika’lıyı ekran başına toplayarak bir başka rekora imza attı. Kitle kültürünün rantiyecileri 24 Şubat 1993’de 35. Grammy ödüllerinde Michael Jackson’un Yaşayan Efsane ödülünü verdi. 9 Mart’ta Soul Train Müzik ödüllerinde bir başka balon ödül olan Yılın Hümanisti ödülünü aldı.

Tupac Amaru Shakur Biyografi

1971 yılında Batı Harlem’de doğan Parish Lesane Crooks, ailesinin isteğiyle doğumundan bir gün sonra Tupac Amaru Shakur ismini aldı. Shakur’un annesi 1960’larda ve 1970’lerdeki siyah hareketi “Black Panther Party”nin aktif üyesi olarak yer alırken, sanatçının üvey babası ise FBI’ın en çok aradığı 10 kişi arasında bulunuyordu. Böyle zorlu bir yaşam içerisinde çocukluğunu geçiren Shakur, 12 yaşındayken Harlem’in ünlü oyuncu topluluğu “127th Street Ensemble”a katılarak “A Raisin In The Sun” oyununda rol aldı. Bu toplulukla bir yıl boyunca aktif olarak yer alan sanatçı, bir sonraki sene Baltimore Sanat Okulu’na transfer oldu. Okulda şiir, caz ve oyunculuk derslerine yönelen Shakur, özellikle Shakespeare’a hayranlık duydu. Okuldaki yakın arkadaşı Dana ‘Mouse’ Smith ile beraber ‘beatbox’ üzerine yoğunlaşan genç yetenek, rap performanslarıyla okuldaki en iyi rapçi olarak kabul edildi.
1988 yılında ailesiyle California’ya geçen Tupac Shakur, burada Ensemble Theater Company adlı tiyatro topluluğuna katılarak oyunculuğa devam etti. Annesinin uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle yakın arkadaşı Ray Luv ile birlikte Leila Steinberg’in evine taşınan Shakur, burada Strictly Dope adlı grubu oluşturdu. Steinberg’in aracılığıyla Digital Underground ile sahneye çıktı ve 1990 senesinde bu grubun aktif üyesi oldu. 1991 senesinde yayınlanan Digital Underground EP’si “This Is An EP Release”deki “Same Song” parçasında rap tekniğini konuşturan rapçi, aynı sene grubuyla birlikte “Nothing But Trouble” filmde ufak bir rol üstlendi. 1991 senesinin sonuna doğru yayınlanan “Sons Of The P” adlı Digital Underground albümünde de yer alan Shakur, bu albümle Amerika listelerinde 44 numaradaydı.
1992 senesinde “’2Pacalypse Now” adlı ilk solo albümünü yayınlayan Tupac Shakur, bu albümle Amerika’daki genç siyahların problemlerini dile getiriyordu. Albüm listelerde önemli bir başarı yakalayamadı ancak Shakur ifade ettiği sorunlarla haksız yere suçlananların yanında yer alarak politik görüşünü ortaya koydu. Albümde Shock G, Stretch, Dave Hollister, Ray Luv ve Pogo gibi sanatçılar konuk müzisyen olarak yer alırken, albümden “Brenda’s Got A Baby”, “Trapped” ve “If My Homie Calls” adlı üç tane single yayınlandı.
1993 senesinde “Strictly 4 My N.I.G.G.A.Z.” adlı 2. albümünü piyasaya süren Tupac Shakur, albümün prodüktörlüğünde Stretch, Majesty ve K-Lowe’dan oluşan Live Squad ile çalıştı. Bir önceki albümdeki gibi yine politik ve sosyal mesajlar veren Shakur, bu albümle Amerika listelerinde 24 numaradaydı. Albümde Ice T, Ice Cube, Deadly Threat, Digital Underground, Wycked, Big Skye, Treach ve Apache gibi sanatçılar yer alırken, albüm satışlarıyla sanatçıya platin plak kazandırdı. Albümden “I Get Around”, “Keep Ya Head Up” ve “Papa’z Song” adlı üç tane single yayınlandı ve “I Get Around”, listelerde 11 numara olmayı başardı.
Müzik yaşantısının yanında aktörlük yaşantısına da devam eden Tupac Shakur, ilk önemli rolünü 1992 filmi “Juice”le yaşadı. Bu ilk oyunculuğuyla takdir toplayan Shakur, 1993 senesinde Janet Jackson ile beraber “Poetic Justice” filminde rol aldı. 1994 senesinde “Above The Rim” adlı filmle bir kez daha sinema perdelerinde gözüken rapçi, aynı sene arkadaşları Big Skye, Macadoshis, Rated R ve üvey kardeşi Mopreme Shakur ile beraber Thug Life adlı grubu oluşturdu. Bu grupla “Thug Life Vol. 1” adlı albümü piyasaya süren Shakur, albümle ‘gangsta rap’ tarzına büründü.
1993 senesinde bir kadına kötü suistimal etme suçuyla 1,5 yıl hapis yatan Tupac Shakur, 1994 senesinde de bir müzik görevlisine saldırmaktan dolayı 15 gün mahkumiyet yaşadı. Aynı senenin Kasım ayında, 1993 senesindeki suçlamanın mahkemesinin hemen öncesinde iki kişi tarafından beş yerinden vurulan rapçi, bu iki kişinin Puff Daddy ve Notorious B.I.G. olduğunu dile getirdi. 1995 senesinde mahkumiyetini yaşamaya başlayan sanatçı, hapisteyken “Me Against The World” adlı albümünü piyasaya sürdü. Yaşadığı kötü günleri bu albümle dile getirerek durumunu anlatmaya çalışan rapçi, bu albümle dört hafta boyunca Amerika listelerinde 1 numarada kaldı. Rap müzik tarihinde bir klasik olarak kabul edilen “Me Against The World”den çıkan ilk single “Dear Mama”, listelerde 9 numaraydı.
1995 senesinde mahkumiyetini tamamlayan ve Death Row Records’dan Suge Knight’ın yardımıyla hapisten çıkan Tupac Shakur, zaman kaybetmeden müzik ve sinema projeleri üzerinde çalışmaya başladı. The Outlaws adlı grubu oluşturan Shakur, “Hit’em Up” adlı bir single çıkartarak Notorious B.I.G.’ye sözlü göndermelerde bulundu. Özellikle parçanın sözlerinde Notorious B.I.G.’nin eşi Faith Evans ile ilişkiye girdiğini belirten rapçi, artık kendisine tam anlamıyla bir düşman edinmişti.
1996 senesinde “All Eyez On Me” adlı iki CD’lik albümünü piyasaya süren Tupac Shakur, bu albümle bir kez daha Amerika listelerinde 1 numara olmayı başardı. Rap müzik tarihinde çok önemli bir yeri bulunan albüm, şu ana kadar 7 milyon kopya satarak sanatçıya 9 kez platin plak kazandırdı. Albümde Dr. Dre, Snoop Dogg, Redman, Dru Down, C-Bo, E-40 ve B-Legit gibi rapçiler konuk müzisyen olarak yer alırlarken, albümden çıkan ilk single “How Do You Want It/ California Love” listelerde 1 numaraya yerleşti. Aynı sene Mickey Rourke ile beraber “Bullet” filminde rol alan sanatçı, hapishanedeyken tanıştığı Niccolo Machiavelli’nin kitaplarından etkilenerek “The Don Killuminati: The 7 Day Theory” adlı albümü hazırladı.
7 Eylül 1996 tarihinde Mike Tyson’ın boks maçına giden ve maçın çıkışında saldırıya uğrayan Tupac Shakur, Suge Knight ile birlikte olay yerinden uzaklaşırken bu kez de silahlı sardırıya uğradı. Dört yerinden vurulan Shakur, hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. 25 yaşındayken hayata göz yuman rapçinin vasiyetnamesine uyularak külleri Los Angeles köprüsünden okyanusa bırakıldı.
Tupac Shakur’un ölümünden hemen sonra “The Don Killuminati: The 7 Day Theory” adlı albüm piyasaya sürülürken, sanatçı bu albümle de Amerika listelerinde 1 numara oldu. Albümdeki sözlerde özellikle medyanın kendisini nasıl gördüğünü anlatan Shakur, tüm dünyada 28 milyon kopya satarak 7 kez platin plak kazandı.
1997 senesinde Tupac Shakur’un ölümünden sonra yayınlanan ilk albüm “R U Still Down? (Remember Me)” ile 2 kez platin plak kazanan rapçi, bu albümden iki tane hit single çıkardı; “Do For Love” ve “I Wonder If Heaven Got A Ghetto”.1998 senesinde “Greatest Hits” adlı ilk derleme albüm yayınlanırken, 1999 senesinde ise “Still I Rise” adlı albüm piyasaya sürüldü. Albümde Tupac’in grubu Outlaws’ın imzası da yer alırken, albümden çıkan tek single “Baby Don’t Cry (Keep Ya Head Up II)” oldu. 2000 senesinde “The Rose That Grew From Concrete” adlı albümde birçok ünlü kişi rapçinin yazdığı sözlere hayat verirken, albüm daha çok sözlü bir albüm olarak anıldı. 2001 senesinde ise “Until The End Of Time” adlı albümle sanatçının hiç gün ışığına çıkmamış parçalarına yer verilirken, albüm o senenin en çok satan albümleri arasında yer aldı. 2002 senesinde “Better Dayz” adlı albümle Amerika listelerinde 5 numara olan Shakur, bu albümle 23 tane yayınlanmamış bestesini sevenlerine ulaştırdı. 2003 senesinde “Tupac: Resurrection” adlı soundtrack albümü yayınlanırken, aynı sene “Nu-Mixx Klazzics” adlı remix albümü hayranlara sunuldu. 2004 senesinde “2Pac Live” adlı konser albümüyle birlikte Eminem prodüktörlüğünde “Loyal To The Game” albümü piyasaya sürüldü. 2005 senesinde “The Rose, Vol. 2” adlı sanatçının şiirlerinin toplandığı albüm sonrası “Tupac: Live At The House Of Blues” adlı konser albümü çıkartıldı. Bu konser albümü sanatçının son konserini içerirken, 2006 senesinde “Pac’s Life” adlı albüm piyasaya sürüldü. Albümden çıkan ilk single “Untouchable” olurken, albümdeki konuk müzisyenler arasında Snoop Dogg, Ashanti, T.I., Ludacris ve Outlawz bulunuyordu.

Timbaland Biyografi

1971 Virginia doğumlu Timothy Z. Mosley (Timbaland), burada Missy Elliott ve Melvin Barcliff (Magoo) ile tanıştı. Önceleri ‘DJ Timmy Tim” olarak tanınan Mosley, evinde hip-hop parçalarının arkasına yazdığı materyallerle Elliott’un ilgisini çekti ve ikili birlikte çalışmaya başladı. Magoo’nun da onlara katılmasıyla birlikte New York’a geçen üçlü, burada Elliott’un grubu ‘Sista’ aracılığıyla başarılı R&B grubu Jodeci’nin üyesi ve prodüktörü DeWante Swing ile tanıştı. Swing’in Sista’yı Swing Mob plak şirketine katmasıyla birlikte, Mosley ve Magoo’da bu plak şirketi altında çalışmaya başladı.
Missy Elliott, Mosley ve Magoo kendilerini ‘Da Bassment’ olarak tanıtırlarken, bu isim altında Ginuwine, Playa ve Sugah gibi sanatçıların kayıtlarında aktif rol oynadılar. Ayrıca Mosley, Jodeci’nin 1995 senesindeki albümü “The Show, The After-Party, The Hotel” ile Sista’nın hiç yayınlanmamış ilk albümünde prodüktörlük koltuğunda yer aldı ve DeWante Swing bundan sonra Mosley’i ‘Timbaland’ olarak çağırmaya başladı.
Aynı zamanlarda Pharrell Williams ile de arkadaşlık kuran Timbaland, sanatçıyla birlikte bazı porjelerde yer aldı. Missy Elliott’ın şarkı sözü yazarlığına başlamasıyla birlikte 702 ve MC Lyte gibi sanatçıların albümlerinde konuk müzisyen olarak bulunması, Timbaland’in de bu albümlerin prodüktörlüğüne yardım etmesini sağladı ve ilk ciddi çıkışını 702’nin 1996 tarihli “Steleo” parçasını remixleyerek yaşadı.
1996 senesinde yayınlanan Ginuwine albümü “Ginuwine... the Bachelor”da tüm albümün prodüktörlüğünü üstlenen Timbaland, albüme gelen olumlu eleştiriler sonrasında kendi soundunu müzik piyasasına ispatlamış oldu. Ritimleri aksatarak ve basit bas melodilerinin üzerine yazdığı davullarla, R&B ve hip-hop dünyasında sıradışı bir tarza imza atan sanatçı, Aaliyah’ın kendisiyle ve Missy Elliott’la irtibata geçmesiyle birlikte sanatçının 2. albümü “One In A Million”ın prodüksiyonunda yer aldı. Aaliyah, bu albüm sonrası şöhrete ulaşırken, Elliott ve Timbaland de müzik dünyasının aranan isimleri arasına girdiler.
90’larda SWV, Destiny’s Child, Nicole Wray, Jay-Z ve Nas gibi sanatçılarla birlikte çalışan Timbaland, aynı zamanda Missy Elliott’ın “Supa Dupa Fly” ve “Da Real World” albümlerinde de yer aldı. Ginuwine’nin “100% Ginuwine” ve Playa’nın “Cheers 2 U” albümlerine imzasını atan sanatçı, 1997 senesinde Magoo ile birlikte “Welcome To Our World” albümünü ve 1998 senesinde de “Tim’s Bio: Life From da Bassment” adlı ilk solo albümünü piyasaya sürdü.
“Tim’s Bio: Life From da Bassment” albümünde Aaliyah, Ludacris, Playa, Nas, Missy Elliott, Jay-Z ve Mad Skills gibi sanatçılar Timbaland’e eşlik ederlerken, sanatçı 2000’li yıllarda müzik tarzında Asya müziğinden örnekler gösterdi. Bu soundun örneklerini 2001 senesinde yayınlanan Limp Bizkit remix albümü “New Old Songs”da ve Missy Elliott’ın aynı seneye denk düşen albümü “Miss E... So Addictive”de rastlayabileceğimiz gibi, müzik eleştirmenleri bazen bu durumu olumsuz olarak değerlendirdi.
2001 senesinde Magoo ile beraber “Indecent Proposal” adlı 2. albümünü yayınlayan Timbaland, albümde konuk müzisyen olarak yer alan Aaliyah’ın albüm yayınlanmadan geçirdiği uçak kazası sonrası hayata veda etmesiyle derinden sarsıldı. Bu albüm sonrası Beat Club’ı oluşturan sanatçı, bu şirket altında ilk kez Bubba Sparxxx’ın 2001 albümü “Dark Days, Bright Nights”ta çalıştı. Ayrıca Tweet’in ilk albümü “Southern Hummingbird”, Missy Elliott’ın 4. ve 5. albümleri “Under Construction” ile “This Is Not A Test” ve Justin Timberlake’in ilk solo albümü “Justified”da imzası bulunan Timbaland, 2003 senesinde Magoo ile beraber “Under Construction Part II” adlı 3. albümü piyasaya sürdü.
2004 senesinde LL Cool J, Xzibit, Fatman Scoop, Jay-Z, Brandy ve Utada ile birlikte çalışan ve başarılı single’lara imzasını atan Timbaland, 2005 senesinde de The Game, Jennifer Lopez, Missy Elliott ve Tweet’in albümlerine yardım etti. Bu çalışmalar sonrası Interscope bünyesi altındaki Mosley Music Group ile çalışmaya başlayan sanatçı, 2006 senesinde Nelly Furtado ve Justin Timberlake’in son albümlerinde aktif rol oynayarak sanatçıların listelerde başarı kazanmasına büyük katkıda bulundu.
Hip-Hop ve R&B müzik dünyasının en önemli isimlerinden biri olan Timbaland, ayrıca 50 Cent ve Duran Duran’ın 2007 senesinde çıkması beklenen albümlerinin prodüktörlüğünü üstlenmiş durumda.
2007 Nisan ayında “Timbaland Presents Shock Value” adlı albümünü yayınlayan Timbaland, albümüne Justin Timberlake, Nelly Furtado, Keri Hilson, Dr. Dre, Missy Elliott, 50 Cent, Tony Yayo, Magoo, Nicole Scherzinger, Sebastian, Attitude, Amar, Jim Beanz, The Hives, She Wants Revenge, Fall Out Boy, Elton John, OneRepublic ve M.I.A. gibi isimleri konuk müzisyen olarak bulundurdu. İçerisinde barındırdığı konuk sanatçılarla farklı müzik tarzlarını albümüne yansıtmayı başaran sanatçı, albümden ilk single’ı “Give It To Me” adlı parçaya seçti.
“Timbaland Presents Shock Value” albümüyle Amerika listelerinde 5 numara olmayı başaran Timbaland, İngiltere listerlerinde ise 2 numaraya yerleşti. Albümden yayımladığı ilk single “Give It To Me” ile Amerika listelerinde zirvede bulunan sanatçı, albümden 2. single’ı ise Keri Hilson ile olan ortak çalışması “The Way I Are”a seçti. Bu single’la da Amerika listelerinde 3 numara olmayı başaran başarılı prodüktör ve müzisyen, 3. single için rock grubu The Hives ile olan ortak çalışması “Throw It On Me”yi seçti.
Prodüktörlüğünü üstlendi Nelly Furtado'nun "Do It" parçasında çalıntı sample kullandığı iddia edilen Timbaland bu suçlamanın çok saçma olduğunu söyledi ve olay hukuki boyuta taşındığı için daha fazla yorum yapmadı.

Dmx Biyografi

1970 senesinde Baltimore’da dünyaya gelen Amerikalı rap sanatçısı yani sahne ismiyle DMX, 13 yaşından itibaren rap yapmaya başladı. Sahne ismini ‘Oberheim DMX’ adlı eski bir ‘drum machine’den alan sanatçı, gençlik döneminin çoğunu işlediği ufak suçlardan dolayı cezaevinde geçirdi.
1992 senesinde Columbia Records ile anlaşan ve ilk single “Born Loser”ı yayımlayan DMX, ne var ki şirketle olan ilişkisini sürdüremedi ve Def Jam Records’a geçti. 1998 senesinde “It’s Dark And Hell Is Hot” adlı ilk albümünü Irv Gotti ve Swizz Beatz prodüktörlüğünde yayımlayan sanatçı, albümüne The Lox grubundan Sheek Louch, Drag-On, Nardo ve Ma$e’i konuk müzisyen olarak davet etti. Albüm, içerdiği şiddet, gothik, dinsel ve şiirsel öğelerle birlikte hip hop müzik tarihinin klasikleri arasına girerken, başarılı rapçi de farklı vokal tarzıyla birçok rapçiden ayrılıyordu. Albümle Amerika listelerinde 1 numara yerleşen müzisyen, albümden “Get At Me Dog”, “Stop Being Greedy”, “How’s It Goin’ Down” ve “Ruff Ryders Anthem” parçalarını single olarak piyasaya sürdü.
1998 senesinin sonunda “Flesh Of My Flesh, Blood Is My Blood” adlı 2. albümünü Swizz Beatz prodüktörlüğünde müzikseverlere sunan DMX, albümüyle bir kez daha Amerika listelerinde 1 numara oldu. Albümde Styles, Jadakiss, Mary J. Blige, Marilyn Manson, Swizz Beatz, Drag-On, The Lox ve Jay Z konuk müzisyen olarak bulunurken, albümden sadece “Slippin’” parçası single olarak yayımlandı. Albüm sonrasında turneye çıkan sanatçı, turnede Method Man, Jay Z ve Redman ile aynı sahneyi paylaştı.
1999 senesinde “...And Then There Was X” adlı 3. albümünü yine Swizz Beatz prodüktörlüğünde piyasaya süren DMX, albümünde Sisqo, The Lox, Drag-On, Regina Bell ve Dyme’ı konuk müzisyen olarak bulundurdu. Birçok müzik eleştirmeninden olumlu yorumlar toplayan albüm Amerika listelerinde sanatçıyı bir kez daha zirveye yerleştirirken, albümden “What’s My Name?”, “Party Up (Up In Here)” ve “What These Bitches Want” parçaları single olarak yayımlandı. “Party Up (Up In Here)” single’ı Amerika listelerinde 1 numara oldu ve bu da albümün satışlarını arttırarak sanatçının kariyerindeki en çok satan albümü olmasını sağladı.
2001 senesinde “The Great Depression” adlı 4. albümünü Swizz Beatz, Just Blaze ve Dame Grease prodüktörlüğünde hayranlarına ileten DMX, albümüne Stephanie Mills, Faith Evans ve Mashondo’yu konuk müzisyen olarak davet etti. Albüm, birçok hayran için sanatçının en başarısız albümü olarak kabul edilse de, yine de Amerika listelerinde 1 numaraya yerleşmeyi başardı. Albümden “We Right Here”, “Who We Be” ve “I Miss You” parçaları single olarak yayımlanırken, single’lar rapçiye istediği başarıyı getiremedi.
2003 senesinde “Grand Champ” adlı 5. albümünü Swizz Beatz, Kanye West ve Rockwilder prodüktörlüğünde piyasaya süren DMX, albümde Chinky, Swizz Beatz, Styles P, 50 Cent, Sheek, Drag-On, Syleena Johnson, Infa-Red, Cross, Jadakiss, Eve, Cam’Ron, Big Stan, Monica, Patti LaBelle ve Magic And Val’i konuk müzisyen olarak bulundurdu. Albüm, içerdiği aykırı sözlerle sanatçının en çok sansüre uğrayan albümü özelliğini taşırken, rapçi bu albümüyle de Amerika listelerinde 1 numaraya yerleşmeyi başardı. Popüler isimlerin albüme konuk müzisyen olmasıyla bazı hayranlarından tepki toplayan başarılı müzisyen, albümden “X Gon’ Give It To Ya”, “Where The Hood At?” ve “Get It On The Floor” parçalarını single olarak yayımladı.
“Grand Champ” albümü sonrası Def Jam Records ile olan anlaşması sonlanan ve verdiği demeçlerde emekliye ayrılacağını belirten DMX, ne var ki 2006 yılında piyasaya sürdüğü “Year Of The Dog... Again” adlı 6. albümüyle bu fikrinden vazgeçtiğini gösterdi. Sony etiketiyle yayımlanan albümün prodüktör koltuğunda Swizz Beatz, Scott Storch ve Sean Garrett bulunurken, albümdeki konuk müzisyenler arasında Swizz Beatz, Big Stan, Busta Rhymes, Jadakiss, Styles P, Janyce, Amerie, BZR Royale, Kashmire ve Jinx yer aldı. Albümüyle Amerika listelerinde ilk kez 1 numara olamayan ve 2 numarada kalan sanatçı, albümün soundunda önceki albümlere göre ilk kez farklı müzik tarzlarından örnekler sergiledi. Albümden “We In Here”, “Lord Give Me A Sign” ve “Come Thru (Move)” parçaları single olarak müzikseverlere ulaştırılırken, müzisyen en son 2007 senesinde “The Definition Of X: The Pick Of The Lifter” adlı ilk derleme albümünü yayımladı.
Hırçın ve asi davranışları yüzünden polisle sürekli başı derde giren DMX, müzik kariyerinin yanısıra oyunculuk kariyerini de sürdürüyor. İlk kez 1998 senesinde “Belly” adlı filmle aktörlüğe soyunan sanatçı, sırasıyla “Romeo Must Die” (2000), “Exit Wounds” (2001), “Cradle 2 To Grave” (2003), “Never Die Alone” (2004), “Last Hour” (2006) ve “Death Toll” (2007) filmleriyle de sinema perdelerine yansıdı. Ayrıca yakın zaman içerisinde vizyona girecek “Father Of Lies”, “Jump Out Boyz” ve “Marble City” filmleriyle de oyunculuk kariyerini sürdürecek olan başarılı müzisyen, 2008 senesinin başında “The Resurrection Of Hip Hop” adlı 7. albümünü piyasaya sürecek. Albümün prodüksiyonunda Swizz Beatz, Scott Storch, Jonathan Rotem ve The Alchemist ile biraraya gelen rapçi, aynı zamanda albümüne 50 Cent, Bone Thugs-N-Harmony, Eve, Mary J. Blige, The Game, Nas ve Swizz Beatz gibi isimleri konuk müzisyen olarak davet etti.

Avril Lavigne Biyografi

Avril Ramona Lavigne (d. 27 Eylül, 1984, Napanee, Ontario), Kanadalı şarkıcı ve söz yazarı. Avril Lavigne, 27 Eylül 1984'te Napanee adında Canada' nın nüfusu 5000 civarında olan küçük bir kentinde dünyaya geldi. 14 yaşındayken annesinin aldığı gitarla kendi şarkılarını yazmaya ve söylemeye başladı. Zaman geçtikçe Napanee' den sıkılmaya başlayan Lavigne, şarkılarını bir videoya kaydetti ve plak şirketlerine gönderdi. Bunu yaparken de bir sonuç çıkmasını beklemediğini günümüzde de dile getirmekte Bir süre sonra New York Records ona bir Demo yapması için şans tanıyacağını belirten bir mektup gönderdi ve Avril Napanee' den çıkmak için gerekli olan bilete kavuşmuş oldu..
Stüdyoda çalıştığı günlerden birinde Arista Records' tan gelen biri onu çok beğenerek vakit kaybetmeden Arista Records Başkanıyla tanıştırdı ve tanışmanın devamında imzalanan bir sözleşme ile yeteneğin şansla buluşması gerçekleşmiş oldu. Vakit kaybetmeden bir ekip toplantısı düzenlendi ve birçok hit parça çalışmasında imzası bulunan Matrix Grubu Avril Lavigne için şarkı sözleri yazdı. 2002 yılında Avril Lavigne Dünya Çapında 14 Milyon satan Let Go albümüyle birçok ödül aldığı gibi sekiz dalda da Grammy Adaylığını elde etti..
Bir anda yakaladığı şöhret Avril Lavigne' nin başını döndürmedi. Evde, sokakta, alışverişte nasılsa sahneye de aynı şekilde rahat çıkıyordu. Diğer starlar turneye çıkarken kostümlerini ayrı bir Tırla taşıtırken, Lavigne her normal insan gibi kendisine sadece bir valiz hazırlıyordu..Büyük başarılar elde etmesine rağmen Let Go oldukça yapay koşullarda üretilmiş, kendi müzik zevkini yansıtmaktan uzak bir albümdü. Avril Lavigne için önemlisi başından beri kendi şarkılarını yazmak, bestelemek; Pop kültürünün fabrikasyon üretim tarzından mümkün olduğunca uzak durmak istiyordu. Ancak yaptığı yatırımı garanti altına almak isteyen Plak Şirketi albümün söz ve beste kısmıyle ilgili tüm çalışmaları yine Matrix grubuna emanet etti. Matrix Grubunun elinden çıkan ve tam anlamıyla bir hit olan Complicated, birkaç satır dışında Avril' i yansıtan bir çalışma olmadı ve kendisi de zaten bu şarkıyı hiçbir zaman çok severek söylemediğini dile getirdi.
Pink ve Christina Aguilera' nın ikinci ve daha kişisel albümleri için Linda Perry ile çalışmaları gibi Avril lavigne' de ikinci albümü için kendisine akıl hocası olarak 1997' den bu yana üç albüm çıkarmış, Kanadalı şarkıcı, piyanist ve söz yazarı Chantal Kreviazuk' u seçti. Başlangıçta, bir düzine şarkı yazmak için sözleşmemişlerdi; fikir alışverişinde bulunmak için çıkılan birkaç yemek, iki - üç hafta kadar süren şarkı sözü yazma seansına kendiliğinden dönüştü ve albümde yer alan beş şarkıyı birlikte yazdılar.
"Bir anda kardeş gibi olduk" diyor Kreviazuk' la ilişkisinden bahsederken Avril. "Bazen annem gibi oldu, çok iyi bir arkadaşlık kurduk, Tanrı' nın onu çok iyi bir sebeple hayatıma soktuğunu düşünüyorum."
Avril, Kreviazuk ile birlikte Let Go söz yazımı seanslarından farklı olarak, daha yaratıcı bir ortamda çalıştı. Bu süreçte ilk kez kendisinde varolan söz yazarlığı yeteneğini tanıdı, yeni yönlerini keşfetmiş oldu. Bunun yanı sıra bu çalışmalar sırasında çok eğlendiğini de anlatan Avril "Bazen birşey yazıp getirdiğimde, o bana 'bu beş para etmez' diyordu, aynı şeyi bende ona yapabiliyordum. Birlikte çalışan insanların birbirlerine böyle sözler söyleyebilmesi tuhaf birşey ama biz bunu yapabiliyorduk. Ben düşündüğüm herşeyi ona söyleyebiliyorum ve o bana hiçbir zaman kendimi aptal gibi hissettirmedi, çok rahat çalıştık." diyor. Avril aynı şekilde, albümünün iki şarkısının altında imzası bulunan Evanescence' in gitaristi Ben Moody ile de çalışmalar sırasında sıkı bir dostluk kurdu
Bu şekilde tamamen yaratıcı ortamlarda çalışılarak üretilmiş, sözleri daha derin, soundu daha orijinal bir albümle karşımızda Avril Lavigne.. İlk albümünü çok sevip, ikincisinde benzer bir müzikle karşılaşacaklarını düşünenler hayal kırıklığına uğrayabilirler ama duydukları bu yeni müzikten daha çok keyif alacaklarına hiç şüphe yok.
Avril Lavigne yeni albümünü 2007 Nisan ayında yayınlayacak.Albümün adı ise The Best Damn Thing.
Sanatçının her iki albümü, "Let Go" ve "Under My Skin" birçok ülkede en çok satan albüm olmuştur

Beyonce Knowles Biyografi

Tüm zamanlarin en çok ilgi gören bayan vokal gruplarindan Destinys Childin kurucu üyesi ve bas sarki yazari Beyonce Giselle Knowles, 4 Eylül 1981de Amerika - Hustonda dünyaya geldi. Müzikle ilgilenip kariyer sahibi olma düsüncesine kapildiginda henüz 7 yasinda olan Beyonce, katildigi yetenek yarismasinda LaTavia Robertson ile tanisti. Kurdugu Girls Time grubundaki partneri olan kuzeni Kelly Rowlandin da katilimiyla olusan üçlüyü, dördüncü ve son üye olan LeToya Luckett tamamladi. Ellerinde büyük umutlarinin ve hayallerinin ötesinde bir sey yoktu. Ta ki Destinys Child (Kaderin Çocugu) ismini yanlarina alana kadar.Grup 1997 yilinda, kendi isimleriyle piyasaya sunduklari albümün ilk single parçasi olan No, No, No ile müzik dünyasina bomba gibi girdi. Ancak yakaladiklari basari, iki yil sonra çikacak olan The Writings On The Wallun getireceginin yaninda sayilmayacak kadar küçük kaldi. Dünya çapinda 10 milyonun üzerinde satilan albüm, Jumpin Jumpin, Say My Name ve Bills, Bills, Bills gibi hit parçalariyla müzik listelerini altüst etti. Bir yil sonra Michelle Williamsin da katiliminin ardindan grup, Survivori kaydetti. 9 milyon gibi müthis bir satis rakamina ulasilmasinin ardindan 2001de iki de Grammy ödülü kazanma basarisi gösteren topluluk, müzik dünyasinin zirvesine yerlesti.Grubun Jumpin Jumpin, Survivor gibi çok önemli parçalarinin üreticisi olan Beyonce, daha sonra müzikal çalismalarini solo kariyerinde sürdürmeye karar vererek bu alandaki ilk çalismasi olan Dangerously In Lovei kaydetti. Sarkilarin yaninda bilgisayarda izlenebilecek multimedya içerigiyle de dikkat çeken, Gift From Virgo isimli bir de gizli sarkiya yer verilen 2003 çikisli albüm, Sony Music Columbia etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldi.Çok sayida önemli ismi bir araya getiren, profesyonel düzenlemeleri ve sunumuyla çalisma asamasinda gösterilen titizligi hissettiren albümün yapimcilari arasinda Beyonce Knowlesin yanisira Rich Harrison, Scott Storch, Focus ve Bryce Wilson da yer aldi. Yaratici kadroda ise su isimler çalisti; vokallerde Luther Vandross, Sean Paul, rap vokallerinde Jay-Z, Big Boi, Missy Elliot, Sleepy Brown, gitarlarda Dan Workman, Phil Hamilton, John Brousard, bassta Bryon Miller, davullarda Ivan Hampden, perküsyonda Bashiri Johnson, arkaplan vokallerde Tawatha Agee, Brenda White-King ve Candace Thomas.Beyonce, bu ilk albümüyle genis bir dinleyici kitlesinin begenisini kazandi. Sarki yazma konusundaki yetenegini, özgün tavriyla sergilemeyi basaran sarkici, gerçek bir sanatçi olarak degerlendirilme hayallerinin gerçeklesebileceginin sinyallerini vermis oldu. Jay-Z ile birlikte seslendirdigi, olay yaratan Crazy In Love ile baslayan ve 15 parçadan olusan Dangerously In Love albümü, Beyonce Knowlesin solo kariyerine attigi hizli ve güçlü adimin bir simgesi olarak raflardaki yerini aldi.Aktörlük konusundaki yetenegini sergilemek amaciyla 2001de MTVnin Carmeninde oynayan Beyonce, bir yil sonra sansini beyazperdede denemis ve Austin Powers In Goldmemberda Foxy Cleopatrayi canlandirmisti. The Fighting Temptations ve sonrasinda gelen çesitli yapimlarla bu yönünü de güçlendirmeyi hedefleyen genç sarkici, ayrica Pepsi ve LOreal reklamlarinda da boy gösterdi.Genç sarkici, 46. Grammy Ödül Töreninde, 5 dalda Grammy ödülü alarak geceye damgasini vurdu. Seslendirdigi Dangerously in Love adli sarkisiyla Rhtytmperformans ve en iyi çagdas Ramp;B (Rhythm and Blues) kategorilerinde 2 ödül alan Knowles, erkek arkadasi Jay-Z ile birlikte seslendirdigi Crazy in Love adli parçasiyla rapsung isbirligi ve en iyi Ramp;B sarkisi kategorilerinde de iki ödül kazandi. Knowles ayrica, Vandross ile düet yaparak söyledigi The Closer I Get To You parçasiyla en iyi Ramp;B performansi dalinda 5. ödülün sahibi oldu.Knowles böylece, daha önce kendisi gibi 5 dalda Grammy ödülü kazanan Alicia Keys, Norah, Jones ve Lauryn Hill ile birlikte en çok Grammy ödülü alan bayan sanatçilar arasina katildi.

Christina Aguilera Biyografi

Christina Maria Aguilera, 18 Aralık 1980 yılında Staten Island’da dünyaya geldi. Çocukken katıldığı yetenek yarışmalarının sonunda yerel bir üne kavuştu. 1990 yılında ‘Star Search’ adlı yarışmaya katıldı ancak kazanamadı. 1992’de Britney Spears, JC Chasez ve Justin Timberlake’in de yer aldığı Disney Channel’ın Mickey Mouse kulübünde yer aldı. İki yıl sonra Japonya’ya gitti ve orada Keizo Nakanishi ile “All I Wanna Do” isimli şarkıyı kaydetti. 1998 yılında bir Disney filmi olan Mulan için Reflection adlı şarkıyı kaydetti ve bu çalışmasıyla birlikte plak şirketiyle bir kontrat imzalamayı başardı.
Kendi adını taşıyan ilk albümünü 1999’da yayınlayan Christina Aguilera, albümün satışlarıyla sadece Amerika’da 8 milyonun üzerine ulaştı. Albümden çıkan “Genie In A Bottle”, “What A Girl Wants” ve “Come On Over Baby” single’ları, iki yıl süresince listelerde bir numaraya yerleşti.
2000 yılında bir Grammy alan Aguilera, aynı yıl Latin kökenlerini ortaya koyma kararı aldı. Babası Ekvador’lu olan Aguilera, ilk İspanyolca albümü “Mi Reflejo”yu yayınladı. Albüm 2001 yılında Latin Grammy’si kazandı. Aguilera, aynı yıl Ricky Martin’le “Nobody Wants To Be Lonely” adlı parçada düet yaptı ve Ricky Martin’in o dönemdeki popülerliğini de yanına alarak tüm dünyanın dikkatini üzerine çekti.
2001 yılında Pink, Lil’ Kim, ve Mya ile “Moulin Rouge” filminin soundtrack’inde yer alan “Lady Marmalade” parçasını hazırladı. Bu şarkının videosuyla birlikte seksi imajını iyice ön plana çıkaran Aguilera, güçlü sesiyle de ne kadar iddialı olduğunu bir kez daha gösterdi. Aynı yıl, 15 yaşında kaydettiği demo’lardan oluşan “Just Be Free” albümü yayınlandı.
2002 yılında “Stripped” isimli ikinci stüdyo albümünü piyasaya sürdü. Albümdeki şarkılardan bir çoğunda Aguilera’nın da imzası vardı. Albümün kapağındaki resim, içerdiği seksapeli işaret ediyordu ve albümden çıkan ilk single “Dirty” de, son derece iddialı bir videoydu. Albümden çıkan “Fighter” ve “Beautiful” gibi single’lar da ortalamanın üstünde bir başarı yakaladı.
2004 yılında Shark Tale filminin soundtrack’i için Missy Elliot ile “Car Wash” adlı bir single hazırlayan Aguilera, aynı yıl Nelly’nin “Tilt Ya Head Back” single’ında da ünlü rapçiyle düet yaptı. 2006 Ağustos ayında “Back To Basics” adlı iki CD’lik 3. stüdyo albümünü yayınlayan Christina Aguilera, bu albümle 15 ülkede 1 numara olmayı başardı. Albümün ilk kısmında kendi bestelerine yer veren Aguilera, albümün ikinci kısmında ise 4 Non Blondes’dan tanıdığımız Linda Perry ile birlikte çalıştı. Albümden çıkan single’lar “Ain’t No Other Man”, “Hurt” ve "Candyman" olurken, ilk single “Ain’t No Hurt” listelerde başarı yakaladı. Sanatçı, bu albümle MTV Avrupa Ödülleri’nden “En İyi Sanatçı”, 2007 senesindeki Grammy’lerden de Ain’t No Other Man” parçasıyla “En İyi Bayan Vokal Perfromansı” ödüllerine layık görüldü. Aynı zamanda P. Diddy ile beraber “Tell Me” adlı parçada düet yapan Christina Aguilera, albüm sonrasında “Back To Basics” turnesine katılarak albümünü hayranlarına tanıttı. 3. single “Candyman”i Andrew Sisters parçası “Boogie Woogie Bugle Boy”dan etkilenerek yazıldığını belirten Aguilera, parçaya çekilen video kliple izleyenleri 1940’ların savaş yıllarına götürdü.
2008'de Hollywood'un ünlü kaldırımı Walk of Fame'deki yıldızların arasına ismini yazdıracak olan sanatçı, bir sonraki albümü için ilham toplamaya başladığını söyledi. Gelecek albümün "Back To Basics"den çok farklı olacağını belirten sanatçı, albüm için sadece "kısa ama güzel" olacak dedi.
Aguilera ayrıca Martin Scorsese'nin gelecek sene gösterime girecek belgeseli "Shine A Light"da yer alacak.
Yakın zamanda "Simply Christina" adlı parfümünü piyasaya süren sanatçının toplam servetinin 68 milyon doları aştığı söyleniyor.

Nelly Biyografi

Gerçek adı Cornell Haynes Jr. olan Nelly, hayatının ilk yıllarını babasının Amerikan Ordusu’nda bulunmasından dolayı İspanya’da geçirdi. Değişik aksanı ile dikkat çeken Nelly, 1993 yılında arkadaşlarıyla birlikte “St. Lunatics” grubunu kurdu. Grup 1996 yılında “Gimmie What You Got” adında bir hit çıkarmasına rağmen Nelly, kendi solo çalışmalarına yönelmeye karar verdi.
Universal Music Group ile anlaşan Nelly, 2001 senesinde ilk albümü “Counrty Grammar”i çıkardı. Aynı sene içerisinde grubu St.Lunatics ile ilk albüm “Free City”ye de imzasını atan Nelly, solo albümü “Counrty Grammer” ile Amerikan listelerinde 1 numaraya oturdu. İmajıyla hem ‘iyi aile çocuğu’ hem de ‘gang’ kavramlarını bir arada tutan Nelly, bu albüm ile 7 kez platin plak aldı. Aynı sene içerisinde “En iyi Rap Albümü” ve “En iyi Solo Rap Performansı” Grammy’lerine aday gösterilen Nelly, albümden çıkan single “Ride Wit Me” parçasına çekilen video kliple 2001 MTV Video Müzik Ödüllerinden “En iyi Rap Videosu” ödülüyle döndü.
2002 senesinin Temmuz ayında 2. albüm “Nellyville”ı piyasa süren Nelly, bu albümle Amerika listelerinde 3 hafta boyunca 1 numarada kaldı. Albümün ilk haftadaki satış rakamları 714,000’in üzerindeydi ve bir ay sonrasında Nelly üç kere platin plağın sahibi oldu. Albümden çıkan single’lardan “ Hot In Herre” listelerde 7 hafta boyunca 1 numarada kalırken, ikinci single, Keith Rowlands ile beraber çalışmasının ürünü, “Dilemna” ile de listelerde 10 hafta boyunca 1 numarada kalmayı başardı. “Dilemma” müzik listelerinde 10 hafta 1 numarada kalmayı başarabilen tek rap parçası olma özelliğini korurken, Nelly Amerikan Müzik Ödülleri’nden “Favori Rap/Hip-Hop sanatçısı” ödülünü kazandı.
2003 yılında gelen “En iyi Solo Rap Performansı” ile Keith Rowlands ortaklığıyla “En iyi Rap Dueti” Grammy’lerini kazanan Nelly, aynı zamanda Amerikan Müzik Ödüllerinden “Fanların Seçtiği” ödülünü de aldı. Aynı sene bir remix albümü olan “Da Derrty Versions: The Reinvention”ı çıkartan Nelly, 2004 senesinde P.Diddy ile eşlik ettiği Murphy Lee’nin “Shake Ya Tailfeather” şarkısı ile üçüncü kez Grammy kazandı.
2004 senesine gelindiğinde Nelly piyasaya iki albüm birden sürdü; “Suit” ve Sweat”. R&B tarzındaki “Suit” Amerika listelerinde 1 numara olurken, albümden çıkan single, (country müzik sanatçısı Tim McGraw ile ortak çalışması ‘ballad’) “Over and Over” hit oldu. Üç kez platin plak kazanan “Suit”in yanısıra, “Sweat” albümü Amerika listelerinde 2 numara olurken, 2 kez platin plağın da sahibi olmayı başardı.
2005 senesinde “Suit” ve “Sweat” albümlerinin içindeki bazı şarkılardan oluşan “Sweat/Suit” albümü çıktı. Albümün içinde üç tane yeni şarkı da bulunurken, albüm Amerika listelerinde 26 numara oldu. Single “Grillz” Amerika listelerinde 1 numaraya çıktı ve 2006 yılındaki Janet Jackson ile ortak çalışması “Call On Me” şarkısı ile de Nelly, yine Amerika listelerinde 1 numara olmayı başardı.
2007’de çıkması planlanan albümün isminin “N.E.L.L.Y.” olması beklenirken, sanatçı resmi internet sitesinde albüm hakkında hiçbir bilgiye yer vermiyor.

Seal Biyografi

Seal Henry Olusegun Olumide Adeola Samuel, 1963 yılında İngiltere’de doğdu. Küçükken geçirdiği hastalık yüzünden yüzünde yaralar oluşan ve saçları dökülen Seal’ın ilk müzik kariyeri, 1990 yılında ünlü dans müziği prodüktörü Adamski ile çalışarak “Killers” adlı single’da yer almasıyla başladı. İngiltere’de 1 numara olan parçanın ardından ZTT Records ile anlaşan Seal, ilk albümü “Seal” i 1991 yılında çıkarttı. Albümde “Killers” parçasını baştan yorumlayan Seal, 2. single “Crazy” ile müzik kriterlerinden olumlu eleştiriler aldı.
1994 yılında çıkan 2. albüm “Seal”, bazı çevrelerce “Seal II” olarak da biliniyor ve 1990’ların en önemli albümleri arasında kabul ediliyor. Albümden çıkan ilk single’lar “Prayer for The Dying” ile “Newborn Friend”in ardından Grammy’lere ‘yılın albümü’ olarak aday gösterilen “Seal II”nun esas başarısı 3. single “Kiss From A Rose”un yayınlanmasıyla oldu. 1995 filmi “Batman Forever”ın soundtrack’inde yer alan “Kiss From A Rose” ile tüm dünyada tanınan Seal, 1996 Grammy Ödülleri’nden “Yılın Kaydı” ve “Yılın Şarkısı” (Kiss From A Rose) ödülleriyle döndü.
1996 yılında “Space Jam” filminin soundtrack’i için yorumladığı Steve Miller Band’ın “Fly Like An Angle” parçasının ardından Seal, dört yıl aradan sonra, 1998’de 3. albümü “Human Being”i çıkarttı. Öldürülen rapçiler Tupac Shakur ve Biggie Smalls’a ithafen kaydedilen “Human Being”den üç tane single çıktı; “Human Beings”, “Latest Craze” ve “Lost My Faith”. Albüme yapılan yorumlarda, albümün başarısız olduğu öne sürüldü.
2001 yılında yeni stüdyo albümü “Togetherland”i yayınlamak isteyen Seal, albümden memnun kalmayınca bu albümden vazgeçti. 2002 yılında DJ Jakatta ile ortak çalışmasından oluşan “My Vision” ile hayranlarını memnun etti ve 2003 yılında 4. stüdyo albümü “Seal IV”ü piyasaya çıkarttı. Ne yazik ki yine dinleyenlerini memnun edemeyen bu yeni albüm, eleştirmenler tarafından da beğenilmedi.
2004 senesinde çıkan derleme albüm “ Best 1991 – 2004”, üç versiyonla müzikseverlerle buluştu. İlk versiyonunda Seal’in en iyi şarkılarına yer verilirken, ikinci versiyonda en iyi şarkılar akustik olarak yorumlandı. Üçüncü versiyonda şarkıların remixleri ve DVD’sine ulaşabilen hayranlar, aynı zamanda albümde “David & Bacharach” klasiği “Walk On By” ile “Echo & The Bunnymen” parçası “Lips Like Sugar” yorumlarını da dinleyebildiler.
Ünlü manken Heidi Klum ile evli olan Seal, 2004 yılında Fransa’da verdiği bir konseri kaydederek albüm haline getirdi. 2005 yılında “Live In Paris” adıyla piyasa çıkan albümün DVD versiyonunda Jimi Hendrix klasiği “Hey Joe”da bulunuyor. 2005 yılında çıkan bir diğer konser albümü “One Night To Remember” ile sevenleriyle buluşan Seal, albümde Brahms’ın “Lullaby” şarkısına yer verirken 53 kişilik bir orkestra da Seal’a eşlik etti.
2007 yılının son aylarında çıkardığı "System" adlı albümle köklerine geri döndüğünü söyleyen sanatçı, bu albüme eşi ile birlikte söylediği "Wedding Day"i de dahil etmiş.

Elvis Presley Biyografi

Elvis Aaron Presley, 8 Ocak 1935’de Tupelo, Missisippi’de doğdu. Çocukluğu boyunca Pentecostal kilise korosunda şarkı söyledi. 1948 yılında ailesi Memphis’e yerleşti. Blues ve caz müzikle tanışması ve bu müzik türlerine ilgi duyması onu şarkı söylemeye itti. 1953 yılında Lise’den mezun olduğunda daha 18 yaşındayken müzik firmalarının kapısını aşındırmaya başlamıştı. ‘My Happiness’ ve ‘That’s When Your Heartaches Begin’ parçalarını annesine doğum günü armağanı olarak yazmıştı. Memphis Recording ve Sun Recording’e giderek sesini dinlemelerini istedi. Plak yapımcısı ve müzik şirketi sahibi Sam Phillips Elvis’in ses tonundan ve müzik tarzından çok etkilendi.
1954 yılında Gitarda Scotty Moore, bas gitarda Bill Black ile birlikte üçlü ilk stüdyo kayıtlarını yaptılar. "That's All Right" ve "Blue Moon of Kentucky" country, blues tarzında hareketli rock’n roll parçalarıydı. Sun Records’la yaptığı kontrat RCA Record firmasına satılınca yavaş yavaş kariyer basamaklarını tırmanmaya başlamıştı. Bu sıralarda çıkardıkları 5 single gençlerin ilgisini çekerek müzik listelerinde ilk On’a girmeye başlamıştı. Bu 5 single içinde en ilgi çeken parça ise "I Forgot to Remember to Forget" ti ve Country listelerine 1 numaradan girmişti.
Televizyon ekranları"Heartbreak Hotel" parçası ise Elvis Presley’in tekrar müzik listelerine girip 8 hafta boyunca listelerde kalmasıyla son buldu. Ed Sullivan’ın televizyon programına çıkan Elvis Presley, hareketleri ve konuşmasıyla ilgi çekti. Bu ilginin farkına varan ve onların direk kalplerinde son bulan parçalarla karşılık veren Elvis bu dönemde "Don't Be Cruel," "Hound Dog," "Love Me Tender," "All Shook Up" ve "Jailhouse Rock." parçalarını yaptı.
I Want You, I Need You, I Love You parçasıyla 11 hafta boyunca listerde kalan Elvis hızla yükseliyordu. 1956 Kasım’ında Love Me Tender filmyle kamera karşısına geçti, böylece ileride 31 filmde yer alacağı Hollywood stüdyolarıyla tanışmıştı. Bu filmden iki ay once Ed Sullivan’ın televizyon programında ‘Love Me Tender’ı televizyon ekranlarında onu izleyen 54 milyon izleyici önünde söyleyerek ününe ün katmıştı, artık Amerika onu konuşmaya, onu dinlemeye başlayacaktı.
Elvis Presley öldü1973 yılında eşinden boşanan Elvis Presley, 1977 yılında Indianapolis’deki son konserinden sonra 16 Ağustos 1977 tarihinde öldü.Ölümünden sonra açıklama yapan Doktor Jerry Francisco ölümüne kalp yetmezliğinin neden olduğunu söyledi. Tüm dünyada büyük üzüntü yaşayan hayranları Elvis Presley’i Rock’n Roll müziğin öncüsü, kralı ve babası olarak ilan ettiler.

Snoop Dogg Biyografi

Annesinin kendisine “Snoopy” demesiyle Snoop Dogg adını alan Calvin Broadus 20 Ekim 1972’de doğdu ve Long Beach, CA’da büyüdü. Liseden mezun olduktan hemen sonra kokain kullanımından hapse girdi. Gençlik zamanlarında kanunla hep başı dertteydi. Evinde arkadaşı Warren G ile kaba taslak cdler yapmış. Warren G ise Dr Dre’nin üvey kardeşiydi. Hazırladıkları kaseti Warren G, Dre’ye verdi ve Dre, Snoop’un tarzını ve rapini değişik bulup, beğendi. Dre, Deep Cover adlı filmin soundtrack’ini hazırlarken Snoop Dogg’unda rap söylemesini istedi ve yavaş yavaş Snoop Dogg tanınmaya başlandı. ”The Cronic” piyasaya çıktığı 1992 yılının sonunda Dre single’lar çıkarıp ve Snoop’la düet yaptılar.
90’lı yıllardaki gangsta rap’in miladı sayılan Snoop Dogg, müzik dünyasında gerçekle hayal arasındaki çalışmalarla ortaya çıktı. Dünyada Dr. Dre’nin The Cronic’i sayesinde tanınan Snoop Dogg, rap dünyasında çabuk parlayarak yıldız haline geldi. Aynı zamanda yazdığı şarkılardaki şiddet insanların ilgisini çekti ve Snoop Dogg’un kalıcılığıyla şöhretini arttırdı.
1993 yılında çıkan ilk albümü “Doggystyle”, şaşırtıcı bir şekilde listelere ilk girdiğinde bir numara oldu. Bu, tüm zamanların çıktığı gün liste başı olan tek albümüydü. “Murder Was The Case” şarkısıyla 1994’ün bir numarası oldu. Çok fazla satış yapan albümü için Quadruple Platinum ödülünü aldı. Bazı nedenlerden dolayı daha albümün kayıt aşamasında hapse giren Dogg, 1994-1995 yılları arasında sicilini temizlemeyi başardı.
İkinci albümü “The Doggfather” hapse girmesinden kaynaklanan sorunlardan dolayı 1996 yılına kadar piyasaya sürülemedi ve o zamana kadar hip-hop gangsta rap’ini çürütmeye başlamıştı. ”The Doggfather” ilk albümünün yarısı kadar sattı. Bu rakamlar Snoop Dogg’un hala rap dünyasının yıldızı olduğunu gösterse de ilk albümü kadar başarılı olmadığı resmiyet kazandı.
Daha sonra plak şirketini değiştiren Dogg, No Limits Records’dan sırasıyla “Da Game Is to Be Sold Not To Be Told”, “No Limit Top Dogg” ve “The Last Meal” adlı 3 albüm çıkardı. Dr. Dre, Silkk the Shocker gibi isimlerle çalıştığı “No Limit Top Dogg” 1.5 milyondan fazla sattı. Bu albümleri sırasıyla “Paid tha Cost to Be da Bo$$” ve “R&G (Rhythm & Gangsta) The Masterpiece” takip etti. “R&G (Rhythm & Gangsta) The Masterpiece” albümü 1.5 milyona yakın sattı ve İngiltere Top 75’te 12. sırada yerini aldı.
“Tha Blue Carpet Treatment” adını verdiği ve kapağında kendisinin çizgi karakter olarak tasarlandığı 8. albümü 20 Ekim 2006’da dinleyicisiyle buluştu.

Britnet Spears Biyografi

2 Aralık 1981'de Amerika'nın Kentwood eyaletinde dünyaya geldi. Müziğe olan düşkünlüğü sebebiyle genç yaştan bir çocuk dans grubuna girdi ve ardından Disney'in çocuk programlarından birinde görev aldı. Britney, 8 yaşında görev aldığı bu programın ayrıca en küçük üyesiydi. Bu programda dikkat çeken ve bir anlamda yapımcıların ilgi odağı olan genç şarkıcı, Broadway Dans Merkezi'nde eğitim görmeye ve televizyon reklamlarında oynamaya başladı.
3 yıllık dans ve müzik eğitiminin ardından 15 yaşındayken bir pop grubuna girdi ve ertesi sene ilk albümünü çıkardı. Whitney Houston ve Backstreet Boys gibi isimlerin yapımcılarıyla çalıştı. Henüz 18 yaşındayken Britney Spears, "Baby One More Time" parçasıyla olay yarattı ve müzik listelerini altüst etti. Max Martin ve Eric Foster'in yapımcı olarak görev aldığı "Baby One More Time" dünyada 6 milyon adet satmayı başardı. Albümün çıkış parçasıyla da 1999 MTV Müzik Ödüllerinde ortalığı kasıp kavurdu.
2000'e gelindiğinde ikinci albümü "Oops!.. I Did It Again" yayınlandı. 1,32 milyonluk satış rakamıyla 1991'de tutulmaya başlanan kayıtlar arasında bir kadın şarkıcının yakaladığı en büyük ilk hafta başarısını elde etti. Bu sıralamada ikinciliği ise 2001 yılında çıkardığı 750 bin satış ile "Britney" albümü aldı... Yine sarsıcı bir başarı ve satış rakamı yakalayan Britney Spears'ın adı her yerde duyulur oldu. Aerosmith ile birlikte seslendirdiği "Walk This Way" de gösteri alanında bir yıldızın doğduğunu gözler önüne serdi.
Kurduğu kayıt şirketi, sinemada aldığı roller, olaylı turneleri ve yeni albüm hazırlıklarının yanısıra renkli özel hayatı ve sözde sırlarının da yardımıyla gündemde daima gazetelerin arka sayfalarından meraklılarına göz kırpan bir Britney Spears vardı. Takvimler 2001'i gösterdiğinde olgunlaştığının hissedildiği "Britney" albümü yayınlandı. Müzik alanının dışında beyazperdeye de el atarak "Crossroads" filminde rol aldı.
Britney Spears, bu çok göz önünde bulunan ve tartışmalar yaratan şarkıcı 2003 yılında bir albüm daha kaydetti: "In The Zone"... Çıkış 45'liği Madonna ile birlikte söylediği "Me Against The Music" oldu. Bir gün süren evliliği, nişanlanmaları ve hakkındaki türlü dedikoduları ile gündemden hiç düşmeyen Britney'in son albümü, 2004 yılında çıkan "My Prerogative".

Shaggy Biyografi

Shaggy (Orville Richard Burrel) 22 Ekim 1968 yılında Kingston, Jamaica’da doğdu. Takma ismini Scooby-Doo karakterinden alan Shaggy, ailesiyle birlikte New York’a taşınmasının ardından 1988 yılında ilk single’ını çıkardı. Yerel bir başarı kaydetti ama aynı yıl orduya katılınca müzik kariyerinde bir duraklama yaşandı. Körfez Savaşı sırasında Irak’a giden sanatçı, dönüşünde müzik kariyerine yönelmeye karar verdi. 1993 yılında ilk single’ı “Oh Carolina”ı yayınladı ve İngiltere listelerinde bir numaraya yerleşti. 95 yılına kadar çeşitli projelerde yer aldı ve 1995 yılında, 90’lı yılların en tanınan şarkılarından biri olan “Boombastic”i yayınladı. Albüme adını veren single, pop listelerinde 3 numaraya, R&B listelerinde ise 1 numaraya yükseldi. Albüm “En İyi Reggea Albümü” dalında Grammy ödülünü aldı.
Bu başarının ardından Dünya turnesine çıkan Shaggy, 1996’da Maxi Priest ile düet yaptı ve “That Girl”ü yayınladı. 1997 yılında “Midnite Lover” adlı albümünü piyasaya süren sanatçı, bu albümün pek de başarılı olmaması nedeniyle plak şirketiyle olan anlaşmasını kaybetti.
Shaggy vazgeçmedi ve film müzikleriyle çalışmalarına devam etti. “Luv Me, Luv Me” ve “Hope” single’larıyla yine dikkatleri üzerine çekti ve bu başarı ona başarılı bir plak şirketiyle yeni bir anlaşma kazandırdı. 2000 yılında çıkardığı “Hot Shot” albümü, çok başarılı oldu ve bu albümden çıkan “It Wasn’t Me” single’ı 2001’de listelerde 1 numaraya ulaştı.
Shaggy 2002’de bir ‘greatest hits’ albümü yayınladıktan sonra “Lucky Day” albümünü yayınladı. Bu albüm, “Hot Shot” kadar başarılı olamadı ve Shaggy’nin bir sonraki albüm çalışması ise 2005 yılında geldi. Ancak “Clothes Drop” adını taşıyan bu albüm de beklediği kadar ilgi çekmedi.
2007'nin Ekim ayında yayınlanan "Intoxication" albümün ilk video klibini "Church Heathen"a çeken Shaggy, sonraki single için Akon'la ortak çalışması "What's Love"ı seçti.

Nas Biyografi

Nas'ın gerçek ismi Nasir Jones. İsminin ilk üç harfini kullanan Nas, New York'un Queensbridge semtinden. Babası trompetçi olan Nas, müzikten hiçbir zaman uzak kalmadı. Hip Hop'a ilgisi break dance merakıyla başladı. Bir süre sokaklarda Kid Wave ve Nasty Nas isimleriyle break dance yaptıktan sonra zamanla rap müzikle ilgilenmeye başladı. Kısa sürede bu işte ustalaşan Nas, 1994 yılında çıkan Illmatic albümü ile ilk çıkışını yaptı. Söz yazarlığındaki ustalığı ve agresif stiliyle kendini rap piyasasında kabul ettirdi. Bu albümden iki sene sonra It Was Written isimli albümünü çıkaran Nas, her ne kadar beğenilsede koyu hayranları tarafından yumuşadığı gerekçesiyle tepki aldı. Lauryn Hill ile featuring yaptıkları If I Rule The World, The Mesagge ve Street Dreams isimli şarkılar albümün dikkat çeken parçalarıydı. Bu albümün ardından üç yıl sonra double albüm çıkarmayı düşünen Nas, plak şirketinin isteğiyle 1999 yılında ard arda I Am ve Nastradamus albümlerini çıkardı. Fakat bu albümlerle beklediği başarıyı yakalayamadı. Bunun en büyük nedeni albümlerdeki pop havasıydı.

Bunun üzerine iki sene stüdyoya çekilen Nas, 2001 yılının sonlarına doğru Stillmatic albümü ile geri döndü. Eleştirilere karşı güzel bir cevap olan bu albüm sayesinde Nas yeniden eski havasını yakaladı. Tabi bunda Nas'ın eski sert stiline geri dönüşünün payı büyüktü. Mary J Bilge ile featuring yaptıkları Braveheart Party, albümün çıkış parçası Got Ur Self A Gun ve Jay-Z'ye epey laf söylediği Ether, albümün dikkat çeken parçaları oldu. Tabi Nas albüm çalışmaları dışında da pek boş durmuyor. Az, Mc Serch, Dj Premier ve Puff Daddy gibi isimlerlede çalışan Nas, bir çok filmin soundtrack çalışmalarınada imza attı. Son zamanlarda birçok film teklifi alan Nas, şimdi de kendini Holywood'da ispatlamak istiyor.

Jojo Biyografi

Gerçek ismi Joanna Noelle Levesque olan JoJo, müzik hayatına babasının Blues vokalisti ve annesinin kilise korosunda yer alması gibi avantajlarla başladı. Küçükken annesinin tarzını pop müziğe uyarlamaya başlayan JoJo, ilk performansını televizyon şovu “Kids Say The Darndest Things: On The Road In Boston”da 1967 Aretha Franklin şarkısı “Respect”i yorumlayarak sergiledi. Performansı sonrası beğeni toplayan JoJo, katıldığı başka şovlardan sonra Blackground Records ile anlaştı.Bir demo çıkartan ve içinde Stevie Wonder’in “Superstition”ı, Mark Rice’ın “Mustang Sally”si ve Aretha Franklin’in “Chain Of Fools”u gibi parçalarını yorumlayan JoJo, ilk gerçek çıkışını çıkarttığı single “Leave (Get Out)” ile yakaladı.
13 yaşında çıkarttığı “Leave (Get Out)” ile uluslararası başarı sağlayan ve Amerika listelerinde 12 numara olan JoJo, MTV Müzik Ödülleri’ne “En iyi Yeni Artist” adaylığıyla, adaylığa gösterilen en genç sanatçı olma özelliğini taşıyor.
2004 yılında çıkarttığı kendi ismini taşıyan ilk albümü ile Amerika listelerinde 4 numara olan JoJo, bu albümle şu ana kadar 1,5 milyonluk bir satış elde ederek platin plak aldı. Albüme gelen eleştiriler olumlu olurken, albümden çıkan single’lar “Leave (Get Out)”den sonra “Baby It’s You” ve “Not That Kinda Girl” oldu.
2004 yılındaki ‘Tsunami Felaketi’ mağdurları için “Come Together Now” single’ını çıkartan JoJo, 2006 yılının Ekim ayında 2. albümü “The High Road”u piyasaya sürecek. Albümden çıkan ilk single “Too Little Too Late” olurken, parça Amerika listelerinde 3 numara oldu. “Too Little Too Late” için bir de klip çeken JoJo, 3. albümünü 18 yaşından önce çıkartmayacağını duyurdu.

Akon Biyografi

Babası caz perküsyoncusu Mor Thiam olan Senegal doğumlu Aliaune Thiam, çocukluk yıllarını Senegal’de geçirdikten sonra ailesiyle birlikte New Jersey’e yerleşti. İlk defa hip hop müzikle ve suçla burada tanışan Akon, birkaç kez hapse girdi. Müzikal çalışmalarına evindeki stüdyosunda devam eden Akon, burada yaptığı kayıtlarla “Trouble” LP’sini çıkarttı. Değişik rap tekniğiyle SRC/Universal Records’un dikkatini çekmeyi başaran Akon, ilk albümünü 2004 yılında yayınladı.
2004 yılında çıkan ilk albüm “Trouble”dan çıkan single “Locked Up” Amerika listelerinde 10 numara olurken, İngiltere listelerinde de 5 numara olmayı başardı. Bir diğer single “Ghetto”, “Notorious B.I.G.” ve “2Pac” gibi sanatçılarca mixlenerek radyolarda hit olurken, 2005 yılında çıkan “Lonely” single’ı İngiltere, Avusturalya ve Almanya’da da 1 numara oldu. 2005 yılının Nisan ayında “Trouble” albümü de İngiltere listelerinde 1 numara oldu ve Akon kendi şirketi “Konvict Records”u açtı.
2006 Kasım ayında 2. albümü “Konvicted”ı yayınlayacak olan Akon’un, ilk single’ı Eminem ile ortak çalışması “Smack That” oldu. Amerika listelerinde 4 numara olan “Smack That” şu ana kadar 67,000 satmış durumda bulunuyor. “Smack That”e klip de çeken Akon, şu sıralar Gwen Stefani ve Young Buck gibi sanatçıların çıkacak albümlerine prodüktörlük yapıyor

16 Kasım 2007 Cuma

Yüksek Sadakat Biyografi

Yüksek Sadakat 1997 yılında Hürriyet gazetesi müzik yazarı ve Blue Jean dergisi Yayın Yönetmeni Kutlu Özmakinacı tarafından 'Filinta' adıyla kuruldu.
Çok sayıda eleman değişikliği yaşayan grup, Eylül 2004'te Cemil Demirbakan (vokal), Sefa Deniz Alemdar (davul), Uğur Onatkut (klavye) Serkan Özgen (gitar) ve Kutlu Özmakinacı'dan (bas) oluşan şu anki kadrosuna kavuştu.
Bu uzun yolculuğun değişik zamanlarında gruba katılan elemanlar, aynı yıl müzikle olan ilişkilerini daha iyi yansıttığını düşündükleri Yüksek Sadakat ismini aldılar. İngilizce kökenli Hi-Fi kısaltmasının tam açılımı olan High Fidelity'nin birebir Türkçe karşılığı olan Yüksek Sadakat, evlerimizde müzik dinlemek için kullandığımız ve canlı olarak icra edilen müziği en az kayıpla bizlere ulaştıran sistemlere deniyor. Grup için ise bu ad, çok çeşitli kaynaklardan çıkarak aynı paydada buluşan beş müzik adamının, müzikleriyle olan kopmaz bağlarını ifade ediyor.
2005'in ilk aylarında DMC ile şirketin ilk rock grubu olarak anlaşan Yüksek Sadakat, tüm söz ve müziklerin Kutlu Özmakinacı' ya, düzenlemelerin gruba ait olduğu kendi adını taşıyan ilk albümü için Nisan ayında stüdyoya girdi. Kayıtları bir ayda tamamlanan ve tonmaisterliği grup elemanı Uğur Onatkut tarafından yapılan albümün miksaj ve mastering'i Cem Büyükuzun'a ait.
Yüksek Sadakat, rock müziğin dünyada hızla tek tipleştiği ve pek çok grubun türler etrafında kümelendiği bir resmin içinde bütün trendlerin ve ön yargıların uzağında, sadece tutkularının ve duygularının peşinde koşmaya çalışıyor.

Sefarad Biyografi

Sami Levi (Solist) Doğum tarihi : 13 Nisan 1981 Doğum yeri : İstanbul 1998 yılı Göztepe Lisesi mezunu. 5 yaşında Ana Okulu’nda müzikle tanıştı. İlkokulöğretmeni Levi ailesini Sami’nin sesi konusunda uyardı ve mutlaka değerlendirmesini söyledi. Musevi cemaati içinde Sefarad müziği ile büyüyen Sami, bu şarkıları anneanne ve babaannelerinden dinledi. Aile içinde kullanılan dille ve şarkılarla Sefarad kültürünü öğrendi. 1996’da Cem’le olan arkadaşlığı Sami’yi Sefarad Grubu ile tanıştırdı. Yaklaşık 8 yıldır Sefarad müziğiyle profesyonel olarak uğraşan Sami Levi grubun solisti.

Cem Stamati (Bas Gitar) Doğum Tarihi: 21 Ocak 1981 Doğum Yeri : İstanbul 1999 yılı Ulus Özel Musevi Lisesi Mezun. Halen Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi bölümüne devam etmekte ... Ortaokulda gitar çalarak müziğe ilk adımlarını atan Cem, lise arkadaşı Ceki ile profesyonel anlamda müzik hayatına başladı ve kendi grubunu kurdu. Rock ve jazz dinlemeyi çok seven Cem, ilk yıllarda bu tarz müziklerle de uğraştı. Sefarad müziğiyle Sami gibi aile içinde dinlediği şarkılar ve konuşulan dil sayesinde tanıştı. Yaklaşık 8 yıldır Sefarad müziğiyle profesyonel olarak uğraşan Cem grupta bas gitar çalıyor. Cem Stamati, aynı zamanda medya sektöründe aktif iş hayatı içerisinde Zenithmedia Turkey şirketinde İş geliştirme Uzmanı olarak görev yapıyor.

Ceki Benşuşe (Gitar) Doğum tarihi : 19 Temmuz 1980 Doğum Yeri : İstanbul 1999 yılı Ulus Özel Musevi Lisesi mezun. Liseden sonra Akademi İstanbul’da reklam bölümünü bitiren Ceki şu anda müzik dışında kalan vaktini aile şirketinde babasıyla birlikte ticaret yaparak geçiriyor. 1996 yılında lise eğitiminin sonlarında Sefarad Grubunun temellerini Cem’le beraber oluşturan Ceki grubun kurucu üyesi. Sefarad müziğiyle asıl tanışması çocuk denecek yaşlarda “Loş Paşaroz Sefaradis” grubuna babasının desteğiyle girmesiyle olmuş. Daha sonra Los Paşaroz’dan ayrılarak kendi “Sefarad” grubunu kuran Ceki grupta gitar çalıyor.